1 Haziran 2012 Cuma

Nüfus Kontrolü & Aşı ( Bakmanızı Öneririm )

Nüfus sayımı gibi bir anlam çıkardıysanız siz çok yanlış gelmişsiniz hehe. Bu başlığımda sizlere belirtmiştim ki elit kesimin sürekli bize işlediği bir felaket senaryosu var. Ben de belirttiğim bu başlıkta bununla ilgili kendi yorumumu yapmıştım. Yine, bu kesimin  nüfusu kontrol altına almak için yaptığı önemli bir faaliyet var. Ve bu daha vahşice. Başlıkta, Bakmanızı Öneririm yazmamın nedeni bu başlığın sağlığınıza veya doğacak çocuklarınızın sağlığı için büyük ölçüde önemli olmasıdır.

Aşı çok yararlı olmasına rağmen yeri geldiğinde ve kötü eller tarafından kullanıldığında bir felakete yol açabiliyor. Gençliği, yeni nesili bir şekilde etkilemek istiyorlarsa çocuk aşılarına bir müdahalede bulunup bu düşüncelerini başarıyla yerine getirebilirler. Hepatit aşıları , karma , çocuk felci , verem , kızamık, kızamıkçık ve kabakulak gibi aşılar bebeklik döneminde vurulması gerekli hatta zorunlu aşılar. Neden mi zorunlu ? Toplumumuzda bebeğine aşı vurdurmayan kişilere genellikle cahil veya bebeğinin sağlığına önem vermiyor gözüyle bakılıyor. Bana kalırsa asıl cahillik büyük ölçüde aşılara verilen önemdir. Peki bunların yan etkisi var mı? Varsa da hemen görülmesi mümkün mü? Ayrıca kuş & domuz & börtü böcek gribi biyolojik savaş ürünü veya nüfusu kontrol altına almak için uygulanan bir uygulama mı ? Her birinin cevabını birlikte verelim panpalarım. Bu yazdıklarım uydurma & kendi düşüncem filan değildir. Kendiniz de ufak çaplı bir araştırma yapsanız karşınıza benim bulduklarım ve belkide daha fazlası çıkacaktır. İnternet nimet amına koyim tabi kullanmasını bilene.

Aşıların işe yarayıp, yaramaması her zaman gündem konusu olmuştur. Elimde birkaç bulgu varki bu konu hakkında sizinde biraz fikrinizin olmasını sağlayabilir. Bir bakalım aşının karanlık tarihine. Hani ben manyağım ya , kafayı sıyırmışım ya hatta paranoyağım evet siz bilgilenin diye tek tek kurcaladım bunlarıda.



1-) 1871-2 de İngiltere de 2 ve 50 yaş arasındaki nüfusun %98i su çiçeğine karşı aşılanmasına rağmen, İngiltere 45.000 ölümle tarihinin en kötü suçiçeği salgınlarından birisini yaşadı. Aynı zamanda Almanya'da nüfusun %96 sı aşılanmasına rağmen su çiçeğinden ölümlerin sayısı 125.000 den fazlaydı. (The Hadwen Documents)

2-) Almanya'da 1940 da difteriye (kuşpalazına )  karşı zorunlu aşılardan sonra 1945 de difteri vaka sayısı 40.000 den 250.000 e çıkmıştı. (Don’t Get Stuck, Hannah Allen)

3-) 1960 da Amerika'da iki virologist (virüsleri inceleyen) çocuk felci aşısının labaratuar hayvanlarında kansere sebep olan SV40 virüsü taşıdığını tespit ettiklerinde milyonlarca çocuk aşılanmıştı. (Med Jnl of Australıa 17.3.1973 )

4-) 1967 de Gana nüfusunun %96 sı kızamığa karşı aşılanarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından kızamık-free ilan edilmişti. 1972 de Gana çok yüksek ölüm sayısı ile beraber tarihinin en kötü kızamık salgınını yaşadı. (Dr H Albonıco, MMR Vaccıne Campaıgne ın Swıtzerland, March 1990)

5-) 1970 ile 1990 arasında İngiltere'de 200.000 den fazla whooping cough(sürekli derin öksürük) tamamen aşılanmış çocuklarda görüldü. (Communıty Dısease Surveıllance Centre, UK)

6-) 1970 de Hindistan'da 260.000 kişiyi içeren tüberküloz aşısı denemesinin sonuçları, aşılı olan kişilerde hastalığa yakalanma oranının arttığını ortaya çıkardı. (The Lancet )

7-) 1977 de ilk çocuk felci aşısını geliştiren DR. Jonas Salk diğer bilim adamları ile birlikte 1961 den beri Amerika'da görülen birçok çocuk felci vakasının asıl sebebinin aşının kendisi olduğuna dair ifade verdi. (Science 4.4.77 Abstracts)

8-) 1978 de Amerika'nın 30 eyaletinde yapılan bir araştırma, kızamığa yakalanan çocukların yarısından fazlasının daha önceden aşılanmış olduğunu ortaya çıkardı. (The Peoples Doctor, Dr R Mendelsohn)

9-) JAMA'nın ( Amerikan Tıp Derneği Dergisi ) Şubat 1981 sayısına göre doğum uzmanlarının %90 ı, çocuk doktorlarının %68 i kızamıkçık aşısı olmayı reddetti.

10-) Amerika'da bir DPT aşısının fiyati 1982 de 11 centten, 1987 de 11.68 $ ( 11 dolar 68 cent ) yükselmişti. Sebebi ise aşıyı üreten firmaların aşılardan zarar gören yada ölen çocukların ailelerine ödemek zorunda kaldıkları tazminatlardı. (The Vıne, Issue 7, January 1994, Nambour, Qld)

11) 1988 ve 1989 da Umman'da tamamen aşılanmış çocuklarda çocuk felci salgını görüldü. Hastalığın en yaygın olduğu bölgeler tamamen aşılanmış bölgeler, hastalığın az görüldüğü bölgeler ise aşılanmamış bölgelerdi. (The Lancet, 21.09.1991)

12) 1990 da JAMA dan bir makale de” Amerikada okul çağındaki çocukların tamamen aşılanmış olmasına rağmen kızamığın çok yüksek oranda aşılanmış çocuklar arasında ortaya çıktığı” na dair bilgiler vardı. (JAMA, 21.11.1990)

13) Amerika'da, 1990 dan 1993 e kadar FDA e aşıların sebep olduğu durumlardan dolayı yapılan şikayetlerin sayısı 54,072 idi. FDA bu rakamın gerçek rakamın %10 u olduğunu kabul ediyor. Çünkü birçok doktor aşıların sebep olduğu reaksiyonları bildirmeyi kabul etmiyor. (National Vaccine Information Center. March 2.1994)

14) 2 Kasım 2000 de Amerikalı Doktorlar ve Cerrahlar Birliği (AAPS) St Louis deki 57. toplantılarında oy birliği ile çocuk aşılarının zorunlu olmasının kaldırılması için karar aldı. Bu karara bir tane bile hayır diyen çıkmadı. (Report by Mıchael Devıtt)

Durumun ciddiyetinin farkına varmış olmalısınız artık. Her aşı, bağışıklık sistemine yapılan bir saldırıdır.

Biraz da bilimsel konuşalım hehe.

Aşının genetik olarak yapısı bozulmuş organizmalardan yapıldığı ve çok faydalı olduğu propagandası yapılmaktadır. Dr. Stefan Lanka bu konuda diyor ki  " Genetik olarak üretildiği iddia edilen aşı ve organizmanın tabiatta bulunmadığı, bu nedenle de tabiatta bulunan mikropların bu aşı karşısında yok olacağı iddia edilmektedir. Aktif hale getirilen ırsi madde aşı ile deri üzerinden veya genetik olarak bozulmuş besin ( GDO ) yolu ile hücre çekirdeğine ulaşması ve burda depolanması düşünülmektedir. Bu sanıldığı gibi olmamakta , aşı kromozomu bozmaktadır. Evet sanıldığı gibi gen teknik olarak hazırlanan aşı hücre çekirdeğine gitmemekte aksine sperm ( döl ) veya yumurta hücrelerine giderek orada depolanmaktadır ve burada depolanan aşı çocukların özürlü doğmasına sebep olmaktadır. Gen teknik olarak hazırlanan aşı yumurta ve sperme bulaşır ve bu  şahısların çocukları özürlü doğabilir. İlaç firmalarının istediği olursa ileride sadece planlı olarak genetik aşı üretilecek ve çocuklara karşı kullanılacaktır. "

Belirginleştirdiğim son cümleye tekrar bir bakın. Bahsı geçen " ileri " şuan günümüzü temsil ediyor sanki.

Aşıların içinde bulunan maddelere de bir bakalım.


Normalde her ilacın bileşenlerinin  ne olduğuna dair bir kullanım belgesi bulunur, ama aşı yapılırken aşının bileşenlerinin ne olduğunu doktor hariç kimse bilmemekte, böyle bir belge veya kağıt parçası bulunmamaktadır. Anne ve babanın bu konuda bilgisi malesef olmamaktadır. Günümüzde aşının bir çok hastalığa: Deri kabarcıkları , beyin zarı iltihaplanması, kanın yapısının bozulması, sinir iltihaplanması vb. rahatsızlıklara sebep olur. Bileşiminde: alüminyum bileşikleri, alüminyum hidroksid, antibiyotikler, öldürülmüş veya zayıflatılmış uyarıcılar (mikroplar), yapısı bozulmuş proteinler, ve formaldehid ( kimyasal üretim maddesi ) gibi zehirli maddeler içerir. Mobilya yapımcıların formaldehid kullanmaları yasaktır, çünkü kanserojen etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Evet bu çok tehlikeli kanserojen madde Formaldehid, aşının içinde bulunmakta ve direkt olarak çocuklara vurulmaktadır. Bunun yanında hemen hemen bütün aşı maddelerinin içinde Tiyomersal ( Thiomersal ) bulunur. Tiyomersal bir civa bileşiğidir ve vücuttan atılması çok  zordur, 10 larca yıl vücutta kalabilir. Tiyomersal çocuklarda konsantrasyon problemi, öğrenme zorluğu, konuşma problemi, mantık oluşturmada yetersizlik, büyük huzursuzluk ve daha bir çok probleme sebep olur. Alüminyum hidroksid birçok aşının içinde katkı maddesi olarak bulunur. Prof. Dr. H. Spiess'in söylediklerine göre, aşının bileşenlerindeki katkı maddeleri o kadar karmaşıktır ki bunların çoğunun özelikleri araştırılmamış ve bilinmemektedir. Buna rağmen bizleri ,çocukları denek olarak resmen kullanıyorlar. Bütün bu katkı maddelerinin kanserojen, allerjik, nabız düşürücü, mide ve bağırsakları bozucu ve daha birçok yan etkileri vardır. Dr. Graetz,  homeopati muayenehanesinde aşının yantesirleri nedeniyle hastalanan insanları tedavi etmiş ve hemen hepsinde az veya çok beyin tahribatı olduğunu tespit etmiştir.

Dr. Graetz kimdir diyen panpalarıma hemen bir açıklama yapayım. Kendisi Mikrobiyoloji ve biyokimya uzmanıdır. Yani işin uzmanıdır kendisi.

Dr. Graetz’in yazdığı " aşı gerekli mi ? " ( Sind Impfungen sinnvol ? ) adlı kitabında şöyle diyor  " Yıllarca yaptığımız tecrübe ve deneyimler sonucunda görülmektedir ki insanlar sürekli ve sürekli nesilden nesile daha çok hastalanmaktadır. Düşünün, bugün çocukların çoğunda nörodermatit ( kaşıntılı deri hastalığı ) , spastik, bronşit, astım, baharnezlesi, hayvan allerjisi, sürekli orta kulak iltihaplanması, legasthenik (öğrenme, okuma ve yazam zorluğu), hiperaktivite (aşırı taşkınlık hareketlilik), agresif olma (aşırı saldırgan olma), tehditkâr , bedenen veya ruhen özürlü olmaktadır. Sonraları yani ergenlik çağında ise adet anormalikleri, adet öncesi ağrı ve sancılar, yumurtalık iltihaplanması, cinsel organda mantar, yumurtalık kordonunda döllenme, düşük yapma veya erken doğum gibi haller oldukca sık görülmektedir. Bütün bunlar daha önceki nesillerde çok nadir görülürken şimdi normal olmuştur. Bu aşılama devam ettiği sürece daha çok rahatsızlıklar ortaya çıkacaktır ve hatta kısırlılık Batı ülkelerinde çok hızlı şekilde yayılmakta ve  yüzlerce sperm bankası bu ülkelerde bulunmaktadır. Şuna şahit olurum ki artık bir insanın problemi değildir bunlar. Bu bütün insanlığı hatta dünyayı ilgilendirmektedir ve yakında bütün insanlık bu felaketin zarrarını görecek ve görmektedir de, şayet çok değerli sağlığımızın değerini bilemezsek."

Bana da " adam haklı"  demek düşer haliyle. Aşı tahribatlarına bakalım bir de.


A-) Aşının bilinen tahribatları:

1 ) Aşının civaya karşı aşırı duyarlılık gösterme(allerji), Bağışıklık sistemi ateşli kramplarla kendini belli eder.
2 ) Difteri-Tetanoz : Guillain-Barré-Sendromu ( sinir sisteminde tahribat)
3 ) Kızamık-Kızılcık-Kabakulak : kandaki alyuvarların sayısını düşürür.
a ) Kızamık: Ağır beyin iltihapalanması, immün zafiyeti
b ) Kızılcık: Akut Artrit ( iltihaplı eklem hastalığı )
c ) Kabakulak: Beyinzarı iltihapalanması (menenjit)
4 ) Boğmaca : Akut Menenjit, bazen kalıcı tahribata sebep olabilir
5 ) Verem: Verem aşısı nadiren vereme sebep olmaktadır
6 ) Grip aşısı: ( sinir sisteminde tahribat )


B-) Hastaliklarla bağlantıları kesinleşmemiş tahribatlar :

1 ) Tetanoz : Kramplı rahatsızlıklar, eklem iltihaplanması, deri iltihaplanması
2 ) Haemophilus influenzae ( bir çeşit grip ) : Gribe benzer rahatsızlıklar, beyin ve gırtlak iltihaplanması,  omurilik iltihaplanması, trobosit ( kan pıhtılaşmasında görev alan hücre ) sayısında azalma bu nedenle kanın pıhtılaşmasında problem
3 ) Kızamık : Beyin iltihaplanması, sinir iltihaplanması
4 ) Boğmaca: Sinir sisteminde tahribat
5 ) Kızılcık: Sinir sisteminde tahribat, kronik Artrit ( vücut tarafından üretilen iltihap ) , kramplı rahatsızlıklar

C-) Nadir görülen tahribatlar

Çeşitli Aşıların ani çocuk ölümlerine sebep olması

Tetanoz: Beyin iltihaplanması
Hepatit B: Multiple Skleroz ( beyni ve omuriliği tutan özbağışıklık hastalığı )
Kızamık: Kalın bağırsak iltihaplanması, Beyin iltihaplanması
Kabakulak: Şeker hastalığı, Kramplı hastalıklar, Sinirsel hastalıklar

Aşıların olumlu yönde etkisiz olması, olumsuz yönde ise tam tersine etkili olması garip bir durum. Gerekse aşılar tarafından , gerekse GDO'lu besinler tarafından aynı şekilde etkleniyoruz. Yani, bu bahsı geçen tahribatlara sadece aşılardan meydana gelmiyor. Zaten adı üzerinde, genetiğiyle oynanmış besinler tüketiyoruz. Yani buna mecburuz. " Organik " adı altında tükettiğimiz besinlerin tohumunu bile İsrail'den alıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, sadece organikler değil tüm tohumları İsrail'den ithal ediyoruz. Acınası bir haldeyiz.

Hani şu meşhur "Domuz gribi"  var ya. Biraz da ona değineyim. Domuz gribi aşılarının yapılması için insanlar teşvik edildi. Domuz gribinden ölen insan sayısı öngörülenin çok altında oldu. Milyonlarca kişinin öleceği söylenip, dünya çapında bir panik oluşturuldu ve haliyle aşı kullanımı çok fazla oldu. Tam olarak rakam hatırlamıyorum ama ölen kişi sayısının 10.000'leri bile bulmadığını sizlere rahatlıkla söyleyebilirim.


Aşının teşviki için Sağlık Bakanı Recep Akdağ ekranların karşısında aşı vuruldu. Amına koyim ne gerek vardı böyle birşeye ? Bu kadar insanın aşı vurulması çok önemli demekki. Ayrıca kendisinin vurulduğu aşının, domuz gribi aşısı olmadığı söylentileri de vardı. Herneyse bu bizi ilgilendirmez. Bilim konusunda bizden oldukça önde olan ülkeler, bu aşıyı kullanmayı reddetti. Ama ülkemizde inatla vuruldu bu aşılar.

Kuş gribinde ve grip aşısında da durum aynı.

Genel olarak aşı konusunu ele alırsak yapılma amacı tamamiyle nüfusu kontrol altına almaktır. Gerekse kısırlaştırmak, gerekse yıllar sonrasında çeşitli hastalıklar ile öldürmek ve kalıtsal yollarla doğacak çocuklarında hastalıklı olmasını sağlamaktır. Bana soracak olursanız nükleer bir bombadan farksızdır. Öldürür ve kalıtsal hastalıklara yol açar.

Bu aşı kampanyalarını destekleyen ve bu kuruluşların sahiplerine biraz değinmek istiyorum.

Bill Gates'in Bu videosunu elbet görmüşsünüzdür. Videoda kısaca " aşılar ile dünya nüfusunu %10 veya %15 oranında azaltılabileceğini " söylüyor. Şuana kadar ki anlattıklarım şimdi daha çok anlam kazanmıştır eminim.

Bu başlığımda sizlere masonlardan bahsetmiştim. Bakalım o başlık altında sizlere ne demişim.

" Masonlar, Yahudilikle olan alâkalarını gizli tutmayı lüzumlu görmektedirler. Çünkü Siyonizm ile aynı amacın güdüldüğünü anlatarak faaliyet göstermek yerine, yardım kuruluşlarını paravan yapıp hayırsever kişiler görünümü altında bu amaca hizmet etmek kendileri açısından daha verimli sonuçlar doğurmaktadır. "

Şimdi " Bu nerden çıktı amına koyim ? Ne alaka ? " diyen panpalarım iyi dinlesin.

" Yardım kuruluşları " 'na dikkatinizi çekmek isterim. Bill Gates abimiz sağlık ile ilgili birçok kuruluşa bağışta bulunmuştur. Neden "sağlık" kuruluşları ? O videoda yaptığı açıklamalar bu sorumun cevabı olabilir. "Sözde" hayırsever Bill abimiz işini biliyor tabiki. Bakalım yaptığı bağışlara.

Gates abimiz bu bağışları kişisel olarak değil kendi vakfı olan " Bill & Melinda Gates Vakfı " aracılığı ile yapıyor.

Vakıf, 25 Ocak 2005 tarhinde Aşı ve Bağışıklama için Küresel İttifak'ına ( GAVI ) 750 milyon $ bağış yaptı.
9 Aralık 2003'te uygulanan Japonya'daki Uygun Sağlık Teknoloji Programı ( PATH )için 27 milyon $ bağış yaptı.
Vakıf, Seattle'daki Washington Üniversitesi Küresel Sağlık bölümünün kurulması için 30 milyon $ bağış sağladı.
Çeşitli HIV araştırmaları için vakıf, 287 milyon $ bağışta bulundu.
Aeras Küresel TB Vakfına vereme karşı üretilen aşı için 280 milyon $ bağışta bulunmuştur.

Evet piçler bunları münasip yerlerimden uydurmuyorum. Kendileri tarafından duyurulup göz boyamak için yapılan "sözde" yardımlar bunlar. Zaten bu sektöre yapılan bir yardım anca kitle imha için yapılabilir. İnanmayan panpalarım Buradan verdiğim bilgilere ulaşabilirler. 

Araştırırken çok önemli bir ayrıntı daha gözüme ilişti.

2000 yılında, Gates Vakfı Bağışıklama için Uluslararası Finans Kuruluşu (GAVI) ve Çocuk Aşıları için  Küresel Fonu kurulmuştur. Hükümetler, Rockefeller Vakfı, Dünya Bankası gibi  küresel  işbirliği içeren  bir Fon'dur bu. Aşı üretimini oldukça arttırmıştır.

Sizlere altını çizerek söylediğim Rockefeller aileside işin içinde. İlluminatinin üst düzey elit ailelerinden olduğunu sizlere defalarca söylemiştim. " Tesadüf " 'e bak ki aşı kampanyalarında da kendilerine rastlıyoruz. Tesadüf filan yok amına koyim. Tamamen planlı bir şekilde organize olmuşlardır. Gates Vakfı ve Rockefeller Vakfı aynı amaca hizmet etmektedirler.

Aşının etkileri ile ilgili benim söylediklerim yetmediyse eğer Bu linkten çeşitli konferansları izleyebilir, çeşitli yazılar okuyabilirsiniz. Ama Almanca gerektiriyor. Biraz da siz araştırın amına koyim herşeyi benden beklemeyin hehe.

Ben, sizlere aşı olmayın demiyorum. Sadece bilgilendiriyorum.

Sağlıcakla kalın canlarım hehe.














12 yorum:

  1. helal panpa sözlükten pm at açıksan


    arkandayım

    YanıtlaSil
  2. iyiki aşı filan olmamışım amk.güzel araştırma olmuş baya araştırmışsın.senden baya uzun illumunati ifşaları bekliyorum panpa.devam et

    YanıtlaSil
  3. devam et pampa iyi gidiyosun.

    YanıtlaSil
  4. amına koyim. domuz gribi aşısı olmuştum, yarra yedik mi lan. kimin aklına uyup olduysam amk

    YanıtlaSil
  5. küçükken okulda zorla aşı oluyoduk keşke kaçsaymışım 3 aşı oldum bida olmadım amk

    YanıtlaSil
  6. Şimdi biz nası aşı olalım mk.

    YanıtlaSil
  7. Eski bir yazı olsa da eline emeğine sağlık panpa. Gerçekten tırstım amk

    Yeni Takipçi

    YanıtlaSil
  8. amına koyam dğün akşam bi kaç ifşanıza baktm sevdiğim ve kliplerinide sevdiğim ünlüler fln hepsi illuminate çıktı izlediğim şeyler flnda .s sonra işte gözlerimi kapattım sağa sola doğru çevirdim üçgen oluştu amk çok pis korkuorum bak gözlerimi kapattım sonra göslerimi sağa sola çevirdim üçgen içnde yuvarlak oluştu elim ayağm titrio amk zor yazıom laaağğnn :'( :'(

    YanıtlaSil
  9. peki yenl doğan çocukarın falan aşı karnesi oluyor.O karneye göre çocuğun bir sürü aşı olması gerekiyor onları yaptırmazsak daha mı iyi ? Yani yaptırmazsak sağlık açısından bir sorun olur mu çünkü doktorlar yapılmasını şiddetle öneriyorlar.

    YanıtlaSil
  10. bunların hepsini öldüreceksin hiç acımadan kafir köpekler acilen ŞERİAT ın gelnesi lazım

    YanıtlaSil
  11. madem böyle insanlık adına değerli bir bilgi verdiniz keşke arada yazınıza iliştirdiğiniz iğrenç küfürlerle yazının önemini gölgelemişsiniz yazık olmuş

    YanıtlaSil
  12. lan oglum salak misin masonlugun ne alakasi var amk ? Turkiye'deki mason locasinin egitim bursuyla okuyan yuzlerce fakir cocuk var, masonluga da siyonizme de bir katkilari yok, birine de ben veriyorum ayiptir soylemesi,Kasimpasa'da yasayan bir cocuk, ne masonlugumu biliyor, ne masonluga bir faydasi, ne de ben hayatimda masonlugun bir faydasini gordum, maasli calisanim, 5 yasinda kullanilmis araba tek servetim, benim gibi de bir dolu adam var. Anlamadan,okumadan,bilmeden, tanimadan yorum yapiyorsun, cahillerin en buyuk ozelligi de budur.

    YanıtlaSil